TUZLAR
Tuz, hepimizin yakından tanıdığı yemeklerimizin olmazsa olmaz tadı. Çoğumuz doktor tarafından tuz miktarını azaltmamız söylenmediği takdirde oturup onun varlığı hakkında düşünmeyiz bile.
Ancak konuya bir de şu açıdan bakalım.
Terimiz tuzludur.
İdrarımız tuzludur.
Ağladığımızda gözyaşlarımız tuzludur...
Vücudumuzdaki sıvılar tıpkı bir okyanus gibidir. Tuz hayat kaynağımızdır; ancak vücudumuz tuz üretemediği için onu dış bir kaynaktan temin etmemiz gerekir. Bu kaynaklar genellikle ya et ya da klasik sofra tuzudur. Bu tuzlarında kimisi doğal hali ile alınabilir kimisi işlemden geçmiş hali ile işlemden geçmiş halinden kastımız büyük çoğunluğun yıllardır tükettiği marketten alınan standart iyot eklenmiş sofra tuzlarıdır ve neredeyse hepsi göl tuzundan işlenerek üretilir.
Asıl sorun ise vücudumuzun işlemden geçirilmiş tuz ile ne yapacağını bilmemesidir. Yıllarca süren tüketimin ardından kalbimiz, böbreklerimiz, kaslarımız ve kemiklerimiz dahil vücudumuzun bir çok bölümü tuz kullanımna bağlı olarak sorunlar yaşayabilir. İşlemden geçirilmiş tuzlar vücudumuzun doğal dengesini bozabilir.
Kaya Tuzu Nedir?
Kaya tuzu milyonlarca yıl önce denizlerden-okyanuslardan kalan tuzun kaya katmanları haline gelmesi ile oluşur. Kaya katmanları içerisinde yer alan tuzların güneşin ve basıncın etkisiyle kristalize hale gelmesine ise kristal kaya tuzu denir.
Ülkemizde kaya tuzu mağaraları en çok Çankırı’da vardır. Kırşehir ve Nevşehir’de de büyük kaya tuzu mağaraları bulunmaktadır. Birde ülkemiz dışından gelen himalaya kaya tuzu oldukça rağbet görmektedir himalya tuzu için yazımızın devamında ayrı bir parantez açacağız çünkü bu tuzda dünyada kabul görmüş oldukça değerli bir kaya tuzudur.
Kaya Tuzu ile Göl Tuzu Arasındaki Farklar Nelerdir?
Kaya tuzu, yer altında oluşan tuz mağaralarından elde edilen içerisinde bol mineral bulunan bir tuz çeşididir. Göl tuzu ise özellikle tuz gölü gibi bol tuzlu göllerde bulunan suyun kurutulması ile elde edilen tuz çeşididir. İki tuzun da temel yapısı sodyum ve klorürden oluşsa da temelde büyük farklılık vardır. Peki, kaya tuzu ve göl tuzu arasındaki farklar nelerdir?
Kaya tuzu, doğada saf halde bulunması oldukça zor, tuz mağaralarından elde edilen bir tuz çeşididir. Kaya tuzu bloklar halinde kırılarak alınır, bunun ardından ise ya daha küçük bloklar ya da ufak tanecikler haline getirilerek satışa sunulur. Kaya tuzu toplanma ve satışa hazırlanma evresinde hiçbir işlem görmediği için piyasada bulacağınız orjinal kaya tuzları da mineral olarak elde edilenin aynısı ve tuz çeşitleri arasında mineral yoğunluğu en fazla olanıdır.
Göl tuzu ise saf hali sağlıklı ancak işleme sırasında büyük işlemler gördüğü için mineral yoğunluğunu kaybetmiş tuz çeşididir. Özellikle tuz gölü gibi ülkemizin büyük tuz kaynağı olan göllere atılan kanalizasyon pislikleri de bu tuzların sağlıksız olmasına fazlasıyla yetiyor.
Tuz Tüketimi Hakkında;
Yeterli miktarda alındığı takdirde sağlıklı yaşamın anahtarlarından biri olan tuz hakkında doğru bildiğimiz yanlışları aşağıda sıraladık. Nitekim Soframızdan eksik edemediğimiz ama belki de hakkında en az bilgiye sahip olduğumuz besin maddelerinden biri olan tuz hakkındaki bu bilgilerin çoğu, bilimsellikten uzak ve göz korkutan rivayetlere dayanıyor.
Tuz Vücudun Dengesini Bozar mı?
Tuz, hücrelerde asit birikimini azaltarak vücudun toplam alkali-asit dengesini düzenler. Başka bir deyişle, vücuttaki pH seviyesinin dengelenmesini sağlar. Kanda asit oranının artması, bağışıklık sisteminin bozulmasından tutun da böbrek rahatsızlıkları ve Alzheimer dahil birçok hastalığı da beraberinde getirir. Kanın pH seviyesini dengeleyen ideal besin kaynağı tuzdur.
Kaliteli bir Uyku İçin Tuzsuz Yaşamak Doğru mu?
Tuz, vücudun hidrat seviyesini korur. Dolayısıyla uyku kalitesini artıran etkilere sahiptir. Tuz, stresle savaşmayı sağlayan serotonin ve melatonin hormonlarının salınımını da artırdığı için gün içinde kendimizi daha huzurlu hissetmeyi, geceleri ise çok daha derin ve kaliteli bir uyku uyumayı sağlar.
Tuz Tüketimi Nasıl Olmalıdır?
Türkiye'nin de aralarında olduğu 18 ülkede yapılan ve bulguları saygın tıp dergisi New England Journal Of Medicine'de yayınlanan Pure araştırmasının sonuçlarına göre, tuzun az tüketilmesi bazı sağlık risklerine yol açıyor. Günde üç gramdan az tuz tüketimi, kalp ve damar hastalıklarından doğan ölüm riskini artırıyor.
Günlük 5 Gramdan Fazla Tuz Tüketilmesi Sakıncalı mı?
Herkesin metabolizma hızı farklıdır. Buna bağlı olarak bireylerin terleme ve dolayısıyla tuz kaybetme oranı da farklıdır. Örneğin, spor salonunda çalışan biriyle masa başında iş yapan birinin terleyerek vücutlarından attıkları tuz miktarı eşit değildir. Dolayısıyla her bireyin günlük olarak ihtiyaç duyduğu tuz miktarı, yaşam koşullarıyla doğru orantılı olarak değişkenlik gösterir.
Harici Tuz Tüketmek Gerekli Değildir Demek Doğru mu?
Tıp otoriteleri, vücudun her ihtiyacının gerçek kaynağından karşılanması gerektiğini söylüyor. Nasıl ki et ve süt ürünlerinden alınan kalsiyum ve proteinin yerini başka bir şey tutmuyorsa ya da kahve ve çay suyun yerine geçmiyorsa, aynı şekilde tuzun kendisinden alınacak olan mineraller de başka bir besinden alınamıyor.
Prof. Dr. Canan Karatay'ın Kaya Tuzu Hakkında Söyledikleri
Kaya tuzunun çok önemli bir mineral olduğunu belirten Prof. Canan Karatay,
"Kaya tuzunu kontrollü olarak tüketebildiğiniz kadar tüketebilirsiniz." dedi.
Çankırı'da bulunan Tuz Mağarası'nın önemli bir rezerv olduğunu aktaran İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, kaya tuzunun sağlık için önemli bileşenleri barındırdığını söyledi.
Karatay, "Kaya tuzu aslında tuz değildir, çok önemli bir mineraldir. Halit denilen bir mineraldir. Kaya tuzu, insan vücudunda bulunan 92 mineral ve elementin 84'ünü barındırır." diye konuştu.
Kaya tuzunun sağlık açısından önem taşıdığına işaret eden Karatay, içinde insanların en çok ihtiyaç duyduğu mineraller olan kalsiyum, potasyum, magnezyum, manganez, bakır, çinko, selenyum ve iyot bulunduğunu kaydetti.
Kaya tuzunun işlenmemiş, rafine edilmemiş ve içerisinde katkı maddesi bulunmayan sağlıklı bir mineral kaynağı olduğunun altını çizen Karatay, "İnsan vücudunun bu dengeli ve doğal minerale çok ihtiyacı vardır. Bu nedenle tuz olmayan kaya tuzu, sağlığımız için gereklidir." ifadesini kullandı.
"KAYA TUZUYLA BANYO VE GARGARA YAPILABİLİR"
Karatay, kaya tuzunun dengeli bir şekilde tüketilebileceğini dile getirerek, "Kaya tuzunu kontrollü olarak tüketebildiğiniz kadar tüketebilirsiniz. Zaten tuz olmadığı için bütün vücudu dengeler. Kaya tuzu sadece tüketilmez. Bunun yanında banyosu da yapılabilir. Kaya tuzu ile gargara yapılıp boğaz ağrısı giderilebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Kaya tuzunun farklı biçimlerde değerlendirilebileceğini anlatan Karatay, şunları kaydetti:
"KAYA TUZU LAMBA OLARAK DA KULLANILABİLİR"
"Kaya tuzunu lamba olarak kullanabilir, odanıza da koyabilirsiniz. Negatif elektron yaydığı için etrafta biriken pozitif iyonları azaltır. Radyasyon dediğimiz elektromanyetik alandan uzaklaştırır, rahat nefes aldırır. Ortamı temizlediği için kaya tuzu gece lambası şeklinde de kullanılabilir. Lamba olarak kullanıldığı zaman ısı olduğu için daha çok buhar haline gelir. Odanıza koyduğunuz zaman nefesi açar, öksürüğe, bronşite iyi gelir, tansiyonu, dolaşımı düzenler ve bütün vücudu dinçleştirir."
Karatay, beyaz kristal kaya tuzunu insanların evinde kendi imkanları ile öğütüp yemeklerde kullanabileceklerini, istenirse banyo suyuna katabileceklerini sözlerine ekledi.
TUZ LAMBALARI HAKKINDA
Tuz lambası, kaya tuzunun içine lamba yerleştirilmesi ile elde edilen ve sağlığa faydalı olduğu için değişik şekillerde satışa sunulan bir üründür.
Açık alanda, deniz kenarında, dağ eteklerinde ya da bir şelalenin yakınında kendimizi daha iyi hissederiz. Bu tür ortamlarda havada çok miktarda negatif iyon bulunur. Negatif iyonlar sağlığımız için oldukça faydalıdır, havaya canlılık verir ve havadaki bakterileri azaltır. Tuz lambaları da doğanın insana verdiği bu iyi etkiden yola çıkılarak tasarlanmıştır.
Genellikle evde kullandığımız elektrikli ev eşyaları çevreye yüksek frekansta elektrik yayarlar. Bu, insan vücudunun doğal elektrik frekansından oldukça yüksektir. Bilgisayar ve televizyon gibi elektrikli cihazlar da çevreye pozitif yüklü iyonlar yayarlar. Bu eşyalarla fazla vakit geçirmek sinirlerin gerilmesine ve uykusuzluğa neden olur. Çevreye yayılan aşırı elektrik, özellikle çocukları daha fazla etkilemektedir.
Tuz lambası havadaki bu pozitif iyonlara karşılık negatif iyonlar yayarak ortamdaki elektriği nötr hale getirir. Kristal tuzun içerisindeki lamba yandığı zaman tuz hafif ısınır ve odadaki nemi lamba üzerinde toplar. Bu kristal tuzun yüzeyinin hafif ıslanmasına yol açar. Böylelikle kristal tuz çevreye negatif yüklü iyonlar saçar. Bilgisayar veya televizyonunuzun yanına bir tuz lambası koyabilirsiniz. Böylece odadaki elektrik yükü nötrlenmiş olur ve bilgisayarın zararlı etkileri bir ölçüde azaltılmış olur.
Tuz Lambaları Faydaları
*İş temposundan dolayı ofislerde meydana gelen yorgunluğu ve konsatrasyon eksikliğini (odaklanamama problemini) azaltmaktadır. Çocuğunuzun odasında bulundurmanız aynı etkiyi çocuğunuzun derslerine konsantrasyonunda gösterir.
*İş ortamında ve evde kullanılan elektronik cihazların (yazıcı, bilgisayar, televizyon, iletişim araçları vs.) yaymış olduğu radyasyonun olumsuz etkisini giderici yapıya sahiptir.
*Odanın havasını kaliteli hale getirerek odada ki atmosferi iyileştirir. Bu nedenle ofis-oda içerisindeki bireylere rahatlık hissi verir.
*Bulunduğu ortamda nem düzeyini dengeler. Aşırı nem termal stres olarak isimlendirilen özelikle psikoloji üzerinde olumsuz etki oluşturan stresin artmasını sağlamaktadır. Tuz lambası merkezi noktasında yer alan ve ısıtıcı özelliğe sahip ampul sayesinde ısı düzeyi artar ve ortamda ki su moleküllerini kendisine çeker. Tuz lambaların nem düzeyini dengelemesi sayesinde aşırı nemin doğurduğu termal stres ile öksürük ve horlama insidansı önemli ölçüde azalabileceği için uyku daha kaliteli hale gelecektir.
*Sigara dumanının olumsuz etkisini minimize eder. Ortamda büyük bir tuz lambası var ve sigara içiliyor ise sigara dumanının hareketinin tuza doğru gittiğini gözle çok rahat gözlemleyebilirsiniz.
*Yatak odasında bulundurmanız gece çok daha rahat uyumanızı sağlayacak ve horlamaları giderecektir.
*Astım, bronşit, koah rahatsızlığı olan kişiler için mükemmel bir ilaçtır. Evlerinde iş yerlerinde bulundurmalarında büyük fayda vardır.
*Tuz lambası bulunan odada havada gezen gözle göremediğiniz toz tanecikleri yüklendikleri ağırlıkla yere iner tuz lambası bulunan oda size çabuk tozlanıyor gibi gelir fakat bunun sebebi tam olarak bahsettiğimiz durumdur bu yüzden oda çok tozlanıyor diye şikayet etmemeli o tozları içimize çekmedik diye sevinmelisiniz :)
Tuz mağaralarının insan sağlığı üzerindeki etkisinin ilk kez İkinci Dünya Savaşı yıllarında Almanya 'da fark edildilmiştir, "Almanya'da İkinci Dünya Savaşı yıllarında insanlar mağaraları kullanıyor. Tuz mağaralarında bir süre kalan insanların astım, bronşit gibi hastalıklarının büyük oranda düzeldiği gözleniyor."
Negatif İyon ;
Tuz lambasının neden faydalı olduğuna ilişkin olarak verilebilecek en güzel cevap elbetteki negatif(eksi) iyonlardır.
Negatif iyonlar, genel olarak havanın vitaminleri olarak ifade edilmektedir. Negatif iyonla bağdaşlaştıracağımız diğer bir kavram ise rahatlık hissidir. Bir ormanlık alanda, bir nehir kenarında ya da şehir merkezinden uzak bir köy ya da kasaba ortamında bir rahatlık hissi oluşur hepimizde. Bu hissin oluşmasını sağlayan en temel faktör ise negatif iyonlardır. Negatif iyonlar bulunduğumuz havayı temizler havanın tazelenmesini ve daha canlı hale gelmesini sağlar.
Yüksek enerji ve pozitif bir ruh hali için negatif iyon gereklidir. Sağlığa faydaları nedeniyle birçok ülkede negatif iyon yayan cihazlar kullanılmaktadır. Bunların çoğu insan yapımı makinelerdir. Tuz Lambaları bu cihazlara göre çok daha uygun fiyatlı, bakımı kolay, göze ve ruha hitap eden, %100 doğal bir alternatiftir.
Negatif İyonun Faydaları ;
Negatif iyon, Gelişim çağında yer alan çocukların gelişim sürecini sağlıklı şekilde atlatmasını sağlar.
Negatif iyon, Konsantrasyon veya odaklanamama problemini doğrudan önlediği için tam verimlilik kavramına uygun bir çalışma ortamı ve fırsatı sağlar. Bu nedenle vücuda dinçlik verir.
Negatif iyon, Bağışıklık sisteminin güçlendirir, yaraların iyileşme sürecini hızlandırır.
Negatif iyon, Ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklara, stres, agresiflik, uyku problemi gibi rahatsızlıkları giderici ve önleyici etkiye sahiptir.
Negatif iyon, Astım, bronşit, nefes darlığı, gibi rahatsızlıklara iyi gelir. Grip, nezle ve diğer mevsimsel rahatsızlıkları önler. Akciğerin çalışma potansiyelini artırır.
Negatif iyonun bu özelliğini bilen bazı üreticiler negatif iyon yayan tuz jeneratörü satmaktadır. Ancak bizler sağlıklı ve doğal negatif iyon yayan tuz lambalarını kullanmanızı tavsiye ederiz.
Tuz Lambamı Hangi Ebatta Seçmeliyim?
Bu sorunun genelde odanın m2 ölçüsüne göre çeşitli cevapları vardır fakat aslında ne kadar büyük bir kaya tuzundan imal edişmiş lamba alırsanız o kadar iyi etkisi fazla olacaktır yani bu lamba size büyük olur diye bir kavram yoktur. Peki matematiksel olarak almanız gereken min. ölçü nasıl olmalıdır onuda kısa ve öz olarak şu şekilde formüle edebiliriz her 3m2 için 1 kg tuz ağırlığı yani 15 m2 bir odaya ortalama 5kg. 30 m2 odaya ortalama 10kg. ağırlığında tuz lambası gibi hesaplayabilirsiniz. Örneğin 30 m2 bir odaya alacağınız tuz lambasını 10 kg. olarak karar verdiniz bunu 2 lamba olarak (5+5) almanız ve birbirine uzak alanlara yerleştirmeniz daha etkili olacaktır fakat dekoratif olarakta dikkat çekici bir obje aynı zamanda sağlık içinde edinmek istiyor ve tek parça büyük bir lamba tercih ediyorsanız buda iyi bir seçim olacaktır bu durumlarda olabildiğince en ağır tuz lambasını alınız hem çok dikkat çeken bir obje aynı zamanda etki alanı çok geniş bir tuz lambasına sahip olursunuz. Birde parça tuzların; dekoratif kasalara, ferforje kase vb. ürünlerin içerisine koyularak hazırlanan lamba çeşitleri var bunlarda olçukça etkili ve görsel olarak dikkat çekici tuz lambalarıdır seçiminizi ürünü koyacağınız yere göre bu tercihten yana da kullanabilirsiniz.
Tuz Lambamın Işığı Sürekli Açık Mı Olmalı?
Aslında tuzun içerisine gömülü lambanın ısı vermesi ile iyon yayılımı ve nem çekmesi birbiri ile doğru orantılıdır ve lambanın açılması etki açısından önemlidir. Fakat 24 saat açık bir tuz lambasına gerek yoktur ve lamba yanmıyorken de etkisi yok diye bir kavramda yoktur. Ampülün yanıyor olması etkiyi hızlandıran bir durumdur. Bizim tavsiyemiz günde 3 ile 8 saat arası ampülün yanık olması yeterlidir idealdir bunun fazlası zararlı azı etkisiz demek yanlıştır öyle bir durum söz konusu değildir tuz ham hali ile de bahsedilen etkilere sahip bir maddedir. Odanıza lamba haline getirilmemiş büyük bir kaya tuzu da koyabilirsiniz sonuçta, veya tuz odaları, mağaralarında tuzların altında lamba yanmadan inanılmaz yüksek tedavi edici sonuçlar alabilirsiniz bu birazda tuzun miktarından kaynaklı durumdur. Ev tipi tuz parçalarına ısı vererek etkisini artırma düşüncesi ile tasarlanmış bir üründür tuz lambası.
Himalaya Tuz Lambası Mı? Çankırı Tuz Lambası Mı?
Tuz yapı-bileşen olarak aslında aynıdır fakat her bir tuzun değerleri içerdiği elementleri farklılık gösterebilir bu bağlamda Çankırı tuz lambası veya Himalaya tuz lambası veya İran tuzu vs. tuzu lambası daha iyidir demek doğru olmaz orjinal kaya tuzu lambası aldıktan sonra hepsinden etki göreceğinizden emin olabilirsiniz himalaya tuzunda renk koyulaştıkça demir elementi yükseliyor demektir bu sebepten gıda olarak kullanılacak tuzda durumlar farklı olmakta fakat tuz lambası olarak Himalaya tuz lambasıda Çankırı tuz lambasıda İran tuzu lambasıda vs. tuzu lambasıda orjinal kaya tuzundan hiçbir işlem uygulamadan üretildiyse yukarıda belirttiğimiz etkileri için rahatlıkla kullanabilirsiniz. Şöylede bir gerçek varki dekoratifliğine de çok önem veriyorsanız himalaya tuz lambaları bu anlamda çok daha güzel bir objedir aynı zamanda. Himalaya tuzu yapısı gereği özel bir renge sahiptir bu her tuzda farklılık gösterir ama her bir lamanında kendine özgü bir dokusu vardır birde Himalaya tuzu yapısındaki damarlardan dolayı doğal kırılma şekli ve ışık görüntüsü diğer tuzlardan farklıdır bu farkı ürün fotoğraflarından da fark edebilirsiniz. Fakat tuz lambası alırken fotoğraflara bakarak onun birebiri ürünü beklemek çok yanlıştır çünkü doğal kaya tuzu lambası adı üstünde doğal bir kayadır bunun kırılma biçimi şekli damar yapıları saydamlıkları vs. her bir lambada farklı ve kendine özgüdür. Fabrikasyon bir ürün değildir bu ürünler bu sebepten belirli bir standartta olmazlar alırken bunun bilincinde olmakta gerekir. Ama kalite farkı tabikide herşeyde olduğu gibi bu ürünlerde de vardır kimi satıcı sadece seçme tuzdan üretilen ürünleri satar ve elektrik aksamı alt tahtası gibi ayrıntıları kaliteli yaptırır kimiside hiçbirşeye önem vermeden çok uygun fiyatlara alıcı müşteri arar bu bağlamda ürünü aldığınız firmanın güvenilir olması önemlidir.
Himalaya Tuzu
Himalaya tuzu, sıradan bir tuzun ötesinde özellikleri bulunan bir kaya tuzudur. Fiziksel, kimyasal, ruhsal ve bedeni olarak sayısız faydası bulunduğu belirtiliyor. Yerinde, gerektiği kadar ve bazı amaçlar için kullanıldığında bir şifa kaynağı olabilen Himalaya tuzu, gereğinden fazla tüketilince zararlı bir madde haline gelebiliyor. Enerji kütlesi olarak da tanımlanabilen milyonlarca yıllık bu kristal madde, keşfedildiğinden bu yana birçok amaç için kullanılmış.
Himalaya tuzu, Pakistan’da Pencap bölgesindeki Himalaya Dağları’ndan çıkarılır ve adını da bu dağdan alır. Himalaya Dağları’nın güneyindeki Pencap’ın Khewra adı verilen bölgesindeki tuz madenlerinden elde edilir. Dünyanın en yüksek dağı Everest’i de bünyesinde barındıran Himalayalardan çıkarılan tuzun Pakistan’ın ekonomisine de önemli bir katkısı vardır.
Sofra Tuzu Olarak Hangi Çeşiti Kullanılmalı?
Sofra tuzu tercihinizi kaya tuzu ve himalaya tuzuda orjinal, üst kalite bir kaya tuzu olduğu için himalya tuzundan yana kullanıyor olabilirsiniz. Burada birçok kişinin bilinçsiz olarak yaptığı yanlış pembe renk himalaya tuzunu sofrada kullanmalarıdır. Himalaya tuzunda pembe renge ve bunun tonlarına göre sınıflandırmalar vardır renk koyulaştıkça içeriğindeki demir elementi artıyor demektir ve bu gıdada kullanımına koyulaştıkça uygun değil anlamını taşır. Sofrada kaya tuzu tercihinizi mutlaka beyaz kristal kaya tuzundan yana yapmanız çok daha sağlıklı olacaktır özellikle Himalaya tuzunda insanların bilgilendirilmediği aslında çok önemli bir ayrıntıdır bu. Çünkü pembe-turuncu renkte tuz Himalaya tuzuna özgü bir özelliktir ve insanlarda sadece pembe himalaya orjinaldir algısı oluşmuştur. Himalaya tuzunun elmas gibi berrak kristalinden tutunda ışık geçirgenliği sıfıra inecek kadar koyu pembe renge kadar çeşiti vardır ve hepsi orjinal himalaya tuzudur hepsi doğru yerde doğru kullanımla insana faydalı bir tuzdur ve sofrada kullanılacak kısmı beyaz renk himalaya tuzu ve açık pembe renk himalaya tuzudur açık pembe renk himalaya tuzunda çok az demir olduğu için gıdada kullanımı sağlıklıdır kullanılabilir. İnsanlardaki renkten dolayı orjinallik algısı da haklı olarak beyaz tuzu her yerden herkes satabildiği için kandırılma olasılığı yüksek bir durum pembe tuza ama zaten himalaya olarak bakıldığı için bu yanlış bilgilendirmede buradan kaynaklanmakta.
Bizim tavsiyemiz güvendiğiniz bildiğiniz satıcılardan çok açık pembe renk veya beyaz renk orjinal himalaya kaya tuzunu sofralık olarak tercih etmenizdir. Koyu renkteki himalaya tuzları daha çok banyo tuzu olarak vücuda uygulanan tuzlardır.
Hatta 2. bir tavsiyemiz olarak tamamen toz olmayan beyaz kristal iri himalaya tuzlarından alıp bunu kendiniz ev tipi öğütücülerde öğüterek kullanmanızdır.
Oluşumu ve Özellikleri
Himalaya tuzu, dünya kabuğunun en önemli kristal tuz cevherlerinden biridir. Denizlerin kuruması sonucu çökelen tuzların lavlarla kaplanması ve uzun yıllar boyunca yüksek basınç altında kristalleşmesiyle oluşur. Himalaya tuzunun çok keskin bir tadı vardır. İşlenmeden doğal olarak tüketilebilir. Suda çözüldüğünde kimyasal ve moleküler yapısı değişmez. Kristalize bir molekül yapısı vardır. En kaliteli Himalaya tuzu, şeffaf ve saydam bir görünümdedir.
Bünyesinde yaklaşık 10 farklı mineral bulunur. Yüksek oranda halit, yani sodyum klorür (NaCl) minerali içerir. Halit içeriği yüzde 95-98 civarındadır. Evoropit, silvit ve polihalit gibi mineraller de içeriğinde bulunur. Polihalit; yani potasyum, kalsiyum, magnezyum, kükürt, oksijen ve hidrojen elementlerinden oluşan mineralin içeriği de yüzde 2-4 civarındadır. Ayrıca yüzde 0,01 oranında florür, yüzde 0,01 de iyot içerir. Bu minerallerdeki elementler dışında eser miktarda demir, bakır, krom, arsenik, molibden, nikel ve nadir toprak elementleri gibi elementler de içerir. Bünyesindeki ana mineral elementleri ve eser miktardaki elementlerin toplam sayısı 84’tür. (Bazı kaynaklarda belirtildiği gibi 84 mineral içermez, 84 element içerir.)
Faydaları Nelerdir?
İnsan sağlığı için doğrudan ve dolaylı olarak faydaları bulunan Himalaya tuzu, insan vücudunda bulunan hemen hemen bütün elementleri bünyesinde barındırır. Vücudun iç dengesini sağlayarak gerginliği ve stresi azaltır. Kirlenmeyen ve doğal haliyle kullanılabilen Himalaya tuzu, alternatif ve doğal tedavi uygulamalarında da etkindir. Molekül yapısı sebebiyle hücre zarının absorbe edebildiği bir maddedir. Bazı kaya ve deniz tuzları hücre zarından geçemez. Hücrelerde proteine dönüşen besin ve enerji kaynağıdır. Birçok hastalığın tedavisinde önerilen bir mineral kaynağı olan Himalaya tuzu; migren, gut, astım, bronşit, romatizma, kemik erimesi, alerji, kulak iltihapları, kireçlenme, diyabet gibi hastalıklarda doğal bir tedavi aracıdır.
Himalaya tuzu, sıradan bir tuzun ötesinde özellikleri bulunan bir kaya tuzudur. Fiziksel, kimyasal, ruhsal ve bedeni olarak sayısız faydası bulunduğu belirtiliyor. Yerinde, gerektiği kadar ve bazı amaçlar için kullanıldığında bir şifa kaynağı olabilen Himalaya tuzu, gereğinden fazla tüketilince zararlı bir madde haline gelebiliyor. Enerji kütlesi olarak da tanımlanabilen milyonlarca yıllık bu kristal madde, keşfedildiğinden bu yana birçok amaç için kullanılmış.
Himalaya tuzu, Pakistan’da Pencap bölgesindeki Himalaya Dağları’ndan çıkarılır ve adını da bu dağdan alır. Himalaya Dağları’nın güneyindeki Pencap’ın Khewra adı verilen bölgesindeki tuz madenlerinden elde edilir. Dünyanın en yüksek dağı Everest’i de bünyesinde barındıran Himalayalardan çıkarılan tuzun Pakistan’ın ekonomisine de önemli bir katkısı vardır.
Oluşumu ve Özellikleri
Himalaya tuzu, dünya kabuğunun en önemli kristal tuz cevherlerinden biridir. Denizlerin kuruması sonucu çökelen tuzların lavlarla kaplanması ve uzun yıllar boyunca yüksek basınç altında kristalleşmesiyle oluşur. Himalaya tuzunun çok keskin bir tadı vardır. İşlenmeden doğal olarak tüketilebilir. Suda çözüldüğünde kimyasal ve moleküler yapısı değişmez. Kristalize bir molekül yapısı vardır. En kaliteli Himalaya tuzu, şeffaf ve saydam bir görünümdedir.
Bünyesinde yaklaşık 10 farklı mineral bulunur. Yüksek oranda halit, yani sodyum klorür (NaCl) minerali içerir. Halit içeriği yüzde 95-98 civarındadır. Evoropit, silvit ve polihalit gibi mineraller de içeriğinde bulunur. Polihalit; yani potasyum, kalsiyum, magnezyum, kükürt, oksijen ve hidrojen elementlerinden oluşan mineralin içeriği de yüzde 2-4 civarındadır. Ayrıca yüzde 0,01 oranında florür, yüzde 0,01 de iyot içerir. Bu minerallerdeki elementler dışında eser miktarda demir, bakır, krom, arsenik, molibden, nikel ve nadir toprak elementleri gibi elementler de içerir. Bünyesindeki ana mineral elementleri ve eser miktardaki elementlerin toplam sayısı 84’tür. (Bazı kaynaklarda belirtildiği gibi 84 mineral içermez, 84 element içerir.)
Faydaları Nelerdir?
İnsan sağlığı için doğrudan ve dolaylı olarak faydaları bulunan Himalaya tuzu, insan vücudunda bulunan hemen hemen bütün elementleri bünyesinde barındırır. Vücudun iç dengesini sağlayarak gerginliği ve stresi azaltır. Kirlenmeyen ve doğal haliyle kullanılabilen Himalaya tuzu, alternatif ve doğal tedavi uygulamalarında da etkindir. Molekül yapısı sebebiyle hücre zarının absorbe edebildiği bir maddedir. Bazı kaya ve deniz tuzları hücre zarından geçemez. Hücrelerde proteine dönüşen besin ve enerji kaynağıdır. Birçok hastalığın tedavisinde önerilen bir mineral kaynağı olan Himalaya tuzu; migren, gut, astım, bronşit, romatizma, kemik erimesi, alerji, kulak iltihapları, kireçlenme, diyabet gibi hastalıklarda doğal bir tedavi aracıdır.
Himalaya tuzu odalarda şifalı taş gibi de kullanılabilir. Son yıllarda büyük Himalaya tuzu parçalarının içine lamba yerleştirilerek hem dekoratif bir süs eşyası elde ediliyor hem de tuz parçasının şifalı etkilerinden yararlanılabiliyor. Tuzun içine lamba konulmasının amacı sadece güzel bir görüntü elde etmek değil. Lambanın yaydığı ısı ile tuz parçası da ısınıyor ve içeriğindeki negatif iyonları ortama yayıyor. Negatif iyon yayarak hava temizleyen cihazların sağladığı faydaları doğal olarak karşılıyor. Özellikle elektronik aletlerin yaydığı pozitif iyonların zararlı etkisini negatif iyon yayarak nötrleştirir.
Bu lambaların şifalı etkilerinden bazıları da şunlardır; stres, huzursuzluk, yorgunluk ve uykusuzluk gibi sorunlara karşı etkilidir. Grip, nezle ve astım gibi solunum yolları rahatsızlıklarını önler. Daha verimli nefes almaya yardımcı olur. Dinçlik ve konsantrasyon kazandırır.
Tuz terapisi (Haloteraphy);
Himalaya tuzu kullanılarak uygulanan bir tedavi yöntemi olan haloterapy için yapay bir tuz mağarası oluşturuluyor. Her tarafı tuzla kaplı olan bu mekân özellikle astım, alerji ve solunum yolları rahatsızlıkları olan kişilere tavsiye ediliyor. Depresyon tedavisi için de bu tuz odaları kullanılabiliyor. Vücutta biriken bakteri ve toksinlerin temizlenmesini de sağlıyor.
Diğer Uygulamaları;
Himalaya tuzunun farklı uygulamaları da var. Örneğin banyo suyunda eritilen Himalaya tuzu akne ve sivilce gibi cilt sorunlarına karşı kullanılabilir. Banyo suyundaki Himalaya tuzu, ayrıca romatizma, eklem rahatsızlıkları ve ağrılarına karşı da etkili olabiliyor. Ayrıca hava temizleme cihazlarının filtrelerine konularak hava temizleme ajanı olarak kullanılabilir. Pembe Himalaya tuzu buharı burun tıkanıklığı için kullanılabiliyor. Bir bardak suya limon ile birlikte karıştırılıp içildiğinde migreni geçirdiği belirtiliyor. Gözleri temizlemek için bir göz damlasına bir miktar Himalaya tuzu suyu konulabilir. Burun damlalarına ve boğaz solüsyonlarına da temizleme ve rahatlama amacıyla katılabilir.
Bunları Biliyor Musunuz?
Himalaya tuzunun yerkabuğunda yaklaşık 250 milyon yıl önce oluştuğu tahmin ediliyor. M.Ö. 326 yılında keşfedildiği belirtiliyor. Madenciliği de 1200’lü yıllarda başlamıştır.
Himalaya tuzu, binlerce yıl dış etkenlerden, kirlilikten ve olumsuz doğal koşullarından etkilenmeden benzersiz bir şekilde oluşmuştur.
Himalaya tuzu, Himalaya Dağları’ndaki tuz madenlerinden -25 derece soğukta çıkarılıyor. Bu madenlerde bölge halkı çalışmaktadır.
Pembe renkli Himalaya tuzu, bünyesindeki yüksek oranda demir oksit sebebiyle bu rengi alır.
Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız.